Kanlı Dolunay’a Yaklaşırken Mistik Kapı Aralanıyor…

Eylül ayında ayın dünyaya en yakın olduğu bir dolunay tecrübe edeceğiz. Bu ve diğer etkisel sebeplerden dolayı adına kanlı dolunay deniyor. Bildiğimiz gibi 2015’de iki kanlı dolunay var. Bunlardan birini atlattık ve akabinde ciddi değişimler oldu hem iç hem de dış dünyada. Nepal depremi, ülkemizdeki değişiklikler bu etklilerden.

28 Eylül’de bir kanlı dolunay daha yaşayacağız, ve gücünü arttıran bir ay tutulması da gerçekleşecek. Birçok kişi Eylül’deki kanlı dolunay konusunda ciddi kehanetler yapıyor, dünyanın sonu geleceğini dahi idda edenler var. Kutsal kitaplarda kanlı dolunayların etkileri ile ilgili bölümler de mevcut.

Henüz Eylül gelmedi ve öncesinde bir şansımız daha var…

Manevi yolda ilerleyenler, kendi öz benliğine ulaşma, kalbini sevgiye açma yolundakiler için bir kapı aralanıyor. Kanlı dolunaydan önceki Balık Dolunayı mistik kurtuluş kapısını aralıyor.

Ve, evet dünyanın sonu gelmeyecek, ama gelir gibi hissedilecek bu gezegensel etkiler altındayken. Yoğun bir döneme girdiğimiz kesin. İki etkili dolunay ve iki tutulma, Merkür gerilemesi, Jüpiter ve Neptün’ün durumu…

Peki bunlar ne demek?

Her bireyin kendi ruhunun ışığını hissedip, kalbini temiz, gönlünü açık, başını dik ve şükrünü esirgemediği sürece yanlız olmadığını hissedeceği, mistik kapıdan geçirileceğini bileceği bir döneme giriyoruz. Materyalden ruhani aleme geçiş kapıları aralanıyor.

Tabiki bu süreç zorlu bir süreç. Şimdiye kadar neye yatırım yaptıysak, ne ektiysek onu biçeceğimiz bir süreç. Acı tohumlar ektiysek, bağımlılıklarımızla, geçmişimizle yüzleşmediysek, şikayete, öfkeye, dedikoduya, yargılamaya, kötülüğe kanal olduysak işin zor olduğu açık.

29 Ağustos 21:36 civarında gerçekleşecek Balık Dolunayı etkileri birkaç gün önce başladı ve Eylül’ün ilk haftasına kadar sürecek.

Balık açık denizlerde, okyanusun fırtınalarında tecrübeli olmayı öğretir. Duygular, beden, ilişkiler ve maneviyat alanlarını yönetir. Mistik Balık, bu dönem ya bizi ilüzyonlarımızla yüzleştirip bir an önce gerçeklere gelmemizi sağlar ya da böyle bir niyet yoksa karanlık alemlere hızla inmeyi sürdürmeyi…

Nerede olacağımızı belirlememiz için kritik zamanlar yaşıyoruz.

Başak burcunda olan Güneş ile Balık burcundaki dolunay bize hem fiziksel hem de manevi dünyaların uyumlandığı bir şifa alanı açıyor. Bu dönemde dualar, mantralar ve içe dönük yaptığımız sessizlik çalışmaları yüksek frekanslarla birlik yaşamak adına oldukça etkili.

Bir duamız bin duyulacak, kısaca.

Balık burcu duyguları yönetir, bu dönem hassasiyetimizin artacağının bilincinde olarak kendi kabuğumuza çekilmek sağlıklı olacaktır.

Ayrıca bu dolunayla birlikte insanlığa olan değerin ayyuka çıkacağı bir döneme gireceğiz. Yaşanan olaylar karşısında hassasiyetimiz ve duygusal tepkilerimiz global düzeyde artacak.

Ay tutulması ile katlanan Balık dolunayı enerjisi eğer uyumlanmak için alan yaratırsak bize mucizevi hediyeler getirebilir. Bilincimizde ciddi farklılıklar, farkındalıklar ve şifalanmalar olabilir. Yaşantımıza bakış açımız maneviyat boyutuna gelerek ciddi bir dönüşüm sürecine girebiliriz.

Mistik durgörüler, huşu halleri ve manevi hasret bu dolunayın ana temaları.

Balık burcu enerjileri uyumsuz olduğunda ise bizi ilüzyona iter. Dağınıklığa, dalgınlığa ve spekülasyona dikkat.

Şimdi gereksizlerden arınma zamanı. Hem materyal hem duygusal hem zihinsel… Gereksiz olan eşyalarınızı evinizden çıkarın, ferah bir ortam yaratmanın hafifliğini hissedeceksiniz. Huzuru hayatınıza davet edin. Bunu gereksizlerden, işe yaramayanlardan kurtularak yapabilirsiniz.

Bu dolunay süresince şöyle diyelim:

“İlahi Olan’a, yüksek Kozmik düzene ve yaşamımdaki akış ve rehberliğine güveniyorum. Endişeden feragat etmeye hazırım ve günlük yaşamın içinde inancımı güçlendirebilmeye niyet ediyorum.”

Muhtaç ve kurban psikolojisinden, başkalarını ya da kendimizi suçlama alışkanlığından vazgeçebilmek için güçlü desteğin verildiği bir dönemdeyiz. Ruhumuza güvenmeyi öğrenebileceğimiz, egonun yani zihnin tehtidkar ve manipülatif etkilerinin zayıflayacağı etkileri davet edebiliriz.

Huzursuz hissettiğiniz ve kendinizi aşırı zorladığınız alanlara bakın ve sorun:

“Allah’ım neyi görmemi, öğrenmemi istiyorsun?”

Soruyu sorduktan sonra hemen cevap arama hissiyatıyla akışı engellemeyelim, sessizlik içinde gönülden soralım, sessizlik içinde tevazu ile bekleyelim. Cevabın kimin aracılığıyla ve nasıl geleceğini biz bilemeyiz. Böyle kalalım.

Bu soru kalpten sorulduğunda cevap anında gelir, ona şüphe yok!

Kendimize şefkatli olmayı öğrendiğimiz, değer verdiğimiz bir döneme niyet ediyorum hepimiz adına.

Bunun için de sessiz alanlar yaratalım. Evet bu kadar basit, sessiz alanlarda, huzur veren bir müzik eşliğinde dualarımızı edelim.

Rabbim uyan, ruhumda uyan, herkesin her şeyin için de uyan. Sevgi herkesin gönlünde açılsın. Güzellik yayılsın. Güzelliğin olduğu yerde savaş olamaz. Sevginin olduğu yerde karanlık olamaz.

Amin.

Gülenay Pema

*Gülenay Pema’nın verdiği eğitim ve yayınladığı makalelerden haberdar olmak istiyorsanız sağ taraftaki kutuya email adresinizi bırakabilirsiniz.