Gün dönümünü muazzam bir dolunayla birlikte karşılıyoruz. Sadece bununla kalmıyor Neptün de gerilemeye başladı ve retrodaki Satürn’le sert bir kesişmede.
Peki bunlar ne manaya geliyor?
Gün dönümü, toprak anamız ve üzerindeki canlılar için döngüsel bir süreci ifade ediyor. Yazın ışığının artması, içimizdeki aydınlığın artışını temsil ediyor.
Dolunay ile Güneş’in birlikte yaydığı ışık, hepimizin yolunu aydınlatıyor!
Ancak, karanlık bir odada uyuyanlara bu kadar ışık tutarsan rahatsız olup, irite olabilirler. Bu kadar ışıkla yaşamak her yiğidin harcı değil. Neden? Çünkü ışık gelince karanlığı aydınlatır ve mahsenlerde saklananlar açığa çıkar. Ve evin sahibi bu açığa çıkanlarla baş etmek zorunda kalır. Şimdiye kadar gizli, saklı, unutulmuş, yok sayılmış karanlık şeyler açığa çıkınca bunları sahiplenmek ve tekrar gömmeden şifalandırabilmek cesaret ister.
Cesaret ister çünkü önce bu mahsenlerin ve içindeki muhteviyatın sana ait olduğu gerçeğini kabul etmen gerekir. Ve bu karanlık bazen yüzleşilmesi çok zor şeyleri içerir. Ve tekrar gömmek isteriz. Ancak eğer böyle yaparsak, bastırıp karanlığı daha da güçlendiririz. Ve bir gün hiç beklemediğiniz bir anda tekrar sızar çatlaklardan bazen sel olur alır götürür tüm mutluluğunuzu.
Öyleyse önce karanlık dediğimiz kimliğimizin negatif, olumsuz, öfke, haset, öç, nefret, kıskançlık, utanç, atalet, depresyon, hırs, kibir, önyargı, dedikodu, şikayet ve aç gözlülük gibi yönlerini sahiplenmek yani bizde de tüm bunların olduğu gerçeğini dürüstçe kabul etmek gerekiyor.
Varlığını kabul ettiğiniz şeyi çözebilirsiniz. Kaynağını bulduğunuz hastalığı iyileştirebilirsiniz. Yüzeydeki semptomları dindirerek değil.
Neptün, bilinçaltını, hayalleri, rüyaları ve ilüzyonu yönetir. Ve geri gitmesi demek etkisinin azalması demek. Etkisi azalınca ise daha önce ilüzyon, yanılsama gözlükleri ile baktıklarımıza daha net bakma imkanımız olur.
Yaz boyunca Ekim’e kadar devam edecek bu dürüstlük desteğini, kendimizi ve başkalarını kandırdığımız, samimi olmadığımız ve sakladığımız yönlerimizle yüzleşerek, barışarak değerlendirebiliriz. Neptün tekrar normal seyrine dönünce bu kadar net göremeyip tekrar sis perdesinin arkasına geçecek mahsenlerimizde bizi esir eden karanlık yönlerimiz.
Satürn, disiplinli öğretmen ise normal şartlarda bizi dersi almadan asla bırakmaz bazen kök söktürür. Şimdi o da gerilemede yani bize o da bir fırsat tanıyor yaralarımızın farkına varıp, onları şifalandıracak enerjiye ve bilince sahip olabilelim diye.
İki gezegen tekrar yörüngeye girene kadar karşımıza çıkan tüm olaylara, tesadüf değil de bize bir şey öğretiyor hissiyatı ile yaklaşırsak, içimizdeki ışığı arttırmamız mümkün olabilir.
Buna uyanış diyoruz. Buna aydınlanmanın başlangıcı diyoruz.
Sırlarımız, hastalıklarımızdır der psikolojinin üstadı Carl Jung.
Bazen kendimizin bile şimdi bilemediği, çoktan unutlmuş sırlar bizi hasta eder.
Şimdi gökler bize destek, Güneş ve Ay dost, kabimizin sesi ise rehber.
Sevgilerimle,
*Gülenay Pema’nın verdiği eğitimler ve makalelerden haberdar olmak istiyorsanız sağ tarafta yer alan ‘Blog’u Takip Et’ kutusuna email adresinizi bırakabilirsiniz.