“Sessiz kalıyorum, çok şey söylemiyorum. Gözlemliyor ve öğreniyorum”
Evet hayat çoğunlukla böyle ilerlese de, Yaradan öyle testler veriyor ki bazen konuşup, doğruları söylemek gerekiyor.
Gerçekliğin kılıcını eline alanın karşında durabilene aşk olsun!
Bir çok kişiye rehberlik yapıyor olmak insanı yaşam yolculuğunda sürpriz dolu yerlere getiriyor. Güçlü empati kurulduğunda karşındaki ile birlik hissediyor, karşındakinin acıları, mutlulukları sizin de oluyor.
Bu yolculukta rehberlik yaptığım kişilere minnet borçluyum. Onlara yol gösterirken, kendim o yolda neredeyim görüyor, ölçüyor ve dürüstlük seviyemle yüzleşiyorum. Ve yıllar geçtikçe tecrübeler ve empati karşımdakine çok daha samimi ve doğru destek verebilme gücü veriyor.
İnsan savunduğu gerçeklere daha da sahip çıkıyor, geri adım atmıyor.
Gerçek sevgi, paylaşım ne demek insan tecrübe ettikçe görüyor öğreniyor.
Karanlığı görünce, aydınlık ihtiyacını, nefreti görünce, sevgi ihtiyacını, acıyı görünce şifa ihtiyacını, yalanı görünce de Gerçekliği görüyor insan.
Dürüst olmama ve aldatma halinin Yaradan tarafından verilmiş çok ciddi bir test olduğunu görüyorum ve bu testi insanın geçebilmesi için başka bir insanın değil, ancak ve ancak insanın kendisinin Yaradan’a yalvararak buradan çıkabileceğine inanıyorum.
Yalan söylemek kurnazlık gerektirir. O halde yalan söyleyen bir insanın aslında başka birinin desteği ile gerçekliği bulmaya ihtiyacı yoktur, zira aynı kurnazlığın yönünü değiştirip kendi yalanları ile yüzleşebilecek zekaya sahip.
Her insan belirli bir seviyede yalan söylüyor, ama başkalarına acı verecek boyutta söylemek, kandırmak, ciddi karmik etkiler yaratıyor. Ve cezası uzakta değil, yalanın kendisi azap.
Er geç ortaya çıkacak olması da belki bir mükafat.
“Gerçeklik bir süre acıtabilir. Ama yalan ebediyen acıtır”
Yalan üzerine kurulu ilişki yalnızca kurgulayanın limitli kontrolü kadar olur.
Zira tam teslimiyette kontrol olmaz.
Kendini-bilme, dönüşüm yani İlahi yolda ilerleyen kişinin zemini ise teslimiyettir.
Teslimiyet yoksa, kim neyi kontrol ettiğini sanmaktadır?
Dürüstlük, kendinle başlar.
Dürüst olamıyorsan, olana kadar, sessizliğe bürünmek, Yaradan’a bu karanlık yönünü aydınlatana kadar niyaz eylemek gerekir.
Velhasıl yalanın en belirgin göstergesi egonun büyüklüğü ve muazzam bir korkudur.
Tutunulan kimliği, bağlanılan kişi ya da olguları kaybetme, egoyu kaybetme korkusu.
Korkuyorsan teslim olamazsın.
Yalan söylüyorsan, teslim değilsin.
Dürüst değilsen, Yaradan’ın o ince hissiyatlarını almak için gerekli cesarete sahip değilsin.
Eğer yalanlar varsa hayatında, sessizliğe çekil, dur ve kendini gözlemle.
Eğer kendinde tek söz dahi etmeme hissiyatı buluyorsan, dürüstlük yolunda ilerliyorsun demektir.
Eğer kafan daha da karışıyor, açıklamalar, hikayeler geliyorsa, başka şeye meyl edip, oyalanıyorsan, o zaman da daha yolun var demektir.
“Dürüstlük, bilgelik kitabında ilk bölümdür”
Gülenay Pema Antep
1 Comment
harika… teşekkürler.