Kendimize doğru yürüdüğümüz yol, kalbe doğru, gerçekten kim olduğumuza doğru… ‘Neden bu hayata geldim?’ sorusu birçoğumuzun erken yaşlarda sorduğu sorulardan. Sizlerle ara ara bana yazılan ve ilham veren dönüşüm hikayelerini paylaşıyorum. İşte yine nadide berraklıkta ve kalbin güzelliğinde dökülmüş satırlar…
“Acıdan Mutluluğa” yolculuğum 2013 yılı Aralık ayında başladı. Her zaman, herkes için böyle olmak zorunda mı ? bilemem. Ama 2013 öncesinde içinden geçtiğim acılı dönem, benim öğretmenim oldu ve beni “Ben kimim” sorusu ile karşı karşıya bıraktı. Zannederim kalben çok dua etmişim ki, bir gün sosyal medyada çıktın karşıma Gülenay Hocam. Hindistan’a gittiğini ve sana katılacak öğrencilerine seslendiğini yazıyordun. Görür görmez, sana yazıp , “gelmek istiyorum ama hiç yoga yapmadım”, dediğimi hatırlıyorum. Bana “nefes alabiliyorsun di mi?” dediğini de çok net hatırlıyorum. İşte böyle başladığı yolculuğum; bir tek nefesle.
Orda geçirdiğimiz büyülü 10 gün , ben fark etmesem de beni dönüştürmüş olmalı ki, sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Tam 3 sene aldı, senin, Rishikesh’in, aşramın, Prem Baba’nın hayatımda tesadüfü bir karşılaşma olmadığını anlamam.
Oldum olası felsefe, psikoloji, sosyoloji sever, kişisel gelişim olayına inanır, çalıştığım kurumda bu alandaki tüm eğitimlerin en sadık öğrencisi olur, yetmez her fırsatta kendim olanaklar yaratır, insan bilgisi derslerimi hep ciddiye alırdım. Son 3 sene de bu konudaki ilgim ve arayışım devam etti. Sanki Hindistan ve kapsadıkları bir üniversite idi ve ben daha liseyi bitirmemiştim. Sonra bir cesaret, biraz da azim yazdım yine. “Ben yoga hiç yapmadım ama öğrenmek istiyorum, Yoga Eğitmenlik programına gelebilir miyim?” diye. Yine her zamanki gibi kapsayıcı bir şekilde döndün dileğime. “Biraz cesaret ve biraz azim.” İhtiyaç duyulan tek şeymiş meğer.
Öğretin ve çizdiğin yol laylaylom değildi tabi ki. Beklenti bu oluyor yolun başlangıcında. Senin disiplinin, ciddiyetin , icra ettiğin sanata saygın, korkuttu beni de başlangıçta. Ama bir o kadar da güven verdi. Farklı bir şefkatin vardı; gönül gözüyle bakanın görebildiği. Ve yaşam değiştiren bir 6 ay başladı. Hani “biri daha önceden size tüm olacakları ve yaşanacak zorlukları gösterse acaba anne olur muydunuz?” sorusu vardır ya. Hani her anne zaman zaman kendini sorarmış denir. Sonra şu motto gelir arkasından. “Ama onun gülüşü her şeye değer”. İşte değişim süreci de aynen böyle. Zor ama bir o kadar da her şeye değer. Bizler için de. Bizlerle sabırla yürürken senin için de.
Meğer ben içten içe Yoga’nın ne değerli olduğunu hissetsem de, her yolculuğa niyetlendiğimde “Ben Yoga bilmiyorum” diye başlasam da; aslında zihnimde bir jimnastik olduğunu düşünüyormuşum. Mükemmel bir deneyim harika bir programdı hocam. Yüzleşmelerimizle, sorgulamalarımızla, sıklıkla 100 watt ampul gibi yanan farkındalıklarımızla, öğrenmelerimizle derin ve hızlı geçti aylar. Ne çok şey öğrendik. Beslenmeden, arınmaya; bilimden, ilime ve değerlerden, kadim öğretilere uzanan. Programın içinde; bozulmuş maskülenden, dişiliğe merhaba ise promosyon gibi oldu benim için.
Halen hayatımı sadeleştirme, fazlalıklardan kurtulma ve gerçekten değerli olana yer açma sürecim devam ediyor. Daha nice niceleri…
Programın en güçlü yanı ise yaşayarak öğrenmek idi. Bilmek, yapabilmek, olmak yolculuğunda, çok şey öğrenip, biraz da yapabildiğimi düşünmekteydim. Şimdi olmak adına bazı deneyimler yaşadığımda mutluluk duyuyorum. Aslında halen çok zor gibi görünen şeyler; bir o kadar da kolay. Öyle yıllar yıllar değil, kısa bir süre deneyimlemek bile yeterli imiş. Dediğiniz gibi sen bir adım atarsan, o sana bin adım atar.
Programın verdiklerinin hepsini alabildim mi? Hayır. Bu çok büyük bir lokma benim için. Aldıklarım o kadar doğru, o kadar özel ve temel ki kararlılıkla yürüdüğüm sürece, bu temelin üzerinde yükseleceğime inancım tam. Bir de senin inancın en büyük destekçi. Yoga hayatıma hiç çıkmamak üzere girdi. İnşallah ilerde bana da birilerine sevdirmek nasip olacak.
Son alarak eğitim mekanlarının da büyüsünden ve özenle seçiminden ve dönüşüme katkısında bahsetmeden edemeyeceğim. Mekanların enerjisi olduğunu bir kez daha farkettim. Programa misafirlik eden mekanlara da şükürler olsun.
Bütün bunları olası kıldığın için minnettarım. Sayende çölde bir vaha bulduk hepimiz. İçinde bulunduğumuz her zorlu dönemde, tünelin sonundaki ışığı gösterdin bize. Bu uzun yolda yürüdükçe ihtiyaç duyduğumda yazdıklarınla, paylaştıklarınla, eğitimlerinle, en önemlisi varlığınla senin ve sayende edindiğim tüm yoldaşların yanımda olacağını bilmek bir ayrıcalık.
Dilerim, uzun yıllar daha pek çoklarının hayatlarını bizzat ya da dolaylı aydınlatırsın.
Sevgiler, yine de ve ille de sevgiler…
N.D.