TRT Radyo’da Gerçek Sevgi ve İlişkiler konusu ile konuk olduğum programı aşağıdaki bölümde dinleyebilirsiniz.
Sevgi tanımlanabilir bir şey midir? Koşulsuz sevgi diye bir şey gerçekten var mıdır? Biz sevgi kavramını başka hangi duygusal kavramlarla karıştırıyoruz? Sevgi kişisel bir duygu mudur yoksa karşıdaki insana göre değişen dönüşen bir duygu mudur? Sevgide ben gerçekten yok olur mu? Bu yok oluş kişiliğin yok olması anlamına mı gelir? Kişilik var iken sevgi de o kişilik kendine nasıl bir yer tutar?
Gönül dediğimizini kapıları nasıl açılır? Bu kapıları açmak için önce neyi bilmemiz nelerden kurtulmamız gerekir? Sevdiğimizi zannederek yaşadığımız hayatlarda biz neyi kaçırıyoruz? Gerçekten sevmeyi hissedebilmek mümkün mü bu öğrenilen bir şey mi? Nasıl başarabiliriz bunu?
“Bir “ben”dir tutturmuş gidiyoruz. En fedakârımız, en çok sevenimiz, en anlayışlımız bile bir hatırlayacak olursa sevdiği insanlar karşısındaki duruşunu, kurduğu cümlelerin “özne”sini; o bir türlü “sen” diyemeyen cümlelerini… Bırakın hayatlarımızı, yüreklerimizde bile kurduğu sultanlığın haşmetini görecek o “ben” denen kavramın.
Yüreklerimize bile bu kadar hükmeden bir “ben” varken tepemizde bizler nasıl söyleyeceğiz sevdiğimiz insanlara “ben” “senim” diye? Ya da neden bu kadar hükmediyor bu “ben” hayatımıza, zihnimize hatta sevdalarımıza bile?
Acaba sandığımız kadar güçlü olmadığı için mi bunca despotluğu, bunca hükmediciliği? Yoksa bu kadar haşmetli görüntüsünün içinde korkular, kaygılar, şüpheler sakladığı için mi bu kadar kendini ispat ve gösterme çabası?
İşi bu kadar ileri götürüp yüreğimizde bile “benim hissettiklerim”, “benim arzularım”, “benim doğrularım”! diye tepinip duruyorsa o “ben” ; öyleyse bizler nasıl seviyoruz insanları?
Sevgi sandığımız yoksa bir yanılsama mı? Yani hani diyoruz ya “seni çok seviyorum, senin için ölüyorum, sen benim bir tanecik dostumsun, arkadaşımsın, annemsin, babamsın, evladımsın” diye… O zaman bütün bu sözlerimiz aslında sadece bir sanmanın, zannetmenin ifadesi mi?
Bilmiyoruz. Çünkü gerçekten bizim de aklımız karıştı bu “ben” “senim” diye verilen cevabı düşünmekten. Öyleyse bizim akılımızdaki bu karışıklığı yok edecek birisine sormamız gerekiyor.
İşte bu gece aklımız karıştıran bütün bu soruların cevaplarını almak üzere bir konuğumuz olacak stüdyomuzda.
“Sevgi çok nadirdir. Bir insanın gönlüne ulaşmak büyük bir devrim yaşamaktır; çünkü eğer bir insanın gönlüne ulaşmak istiyorsan, o kişiye de senin gönlüne ulaşma olanağını sunman gerekir” diyen; Gülenay Pema Gauri. Ve ondan sevgi nedir, eşimiz, dostumuz hatta annemiz, babamız, evlatlarımızla yaşadığımız; sevgi sandığımız şeyin aslında ne olduğunu ve gönlün kapılarını sonuna kadar açmanın yollarını öğreneceğiz”.