Sizelere bu satırları adım attığım gece yağmaya başlayan ve toprağı bembeyaz örtüyle kaplayan karlı Kapadokya’dan yazıyorum. Yılda en az bir kere bu mistik toprakta olmayı, gelirken Hz. Mevlana ve Hz. Şems’i ziyaret edip Hacı Bektaşi Veli türbesinde saatler geçirmeyi kalbim adeta özlemle yaratıyor.
Yılın 12. ayı Aralık’a girdik.
Sizlere ancak yazabiliyorum, aslında uzundur blog makalesi de yazmıyorum. Nedeni tüm dikkatimi ve enerjimi eğitimlerime veriyor oluşum. Bu süreçte ikiyüze yakın kadınla birebir çalıştığım, derin dönüşümlere, şifalanmalara kanal eğitimler gerçekleşti. Kalbim mutmain.
2019 benim için muazzam dönüşümlerle geçen bir yıl oldu. Güneş tutulmalarının bu kadar yoğun etkisini yaşayacağımı önceden söyleselerdi inanmazdım. Bu yoğun etkiler arasında kalbimin sessizliğinde kalmak, doğa ana ile buluşmak ve sık sık detokslarla ve manevi uygulamalarımla enerjimi yüksek tutarak gereksiz olana tutunmadan dersleri aşabilmek bir lütuftu. Kalbimin daha derinlerden yeni idraklerde açıldığı süreçler yaşadım.
Yaradan, yarattığı insanoğlunun gücünü ona yaşatarak, tecrübelerden geçirerek gösteriyor, hatırlatıyor. Başka türlü olması mümkün olmazdı, başkasının sözü, tecrübesi olurdu. İnsan kendi yaşadığını bilir, kendi tecrübesi bilgeliğe dönüşür.
Kendi sürecimle sizleri sıkmadan Aralık ve 2020 enerjilerine odaklanmak istiyorum.
2020 rakamı yazarken ve okurken bile çok farklı bir enerji yayıyor, fark ettiniz mi bilmem!
Her yılın bitimi geçen yılın gözlemini, değerlendirmesini, toparlamasını yaptığımız bir alan açıyor bize.
Bu çok değerli bir bakış.
İnsan yaşadığı tecrübeleri, testleri, olayları, şükürlerini gözden geçirdikçe yaşadığını anlıyor, kendine ve yaşamındakilere değer katıyor. Yoksa yaşam göz açıp kapayana kadar geçip gidiyor. Durup, es verip yaşanan süreçleri değerlendirmek bir lütuf.
Hem bireysel hem de kollektif olarak ne yöne gittiğimizi geçen bir yılı gözden geçirerek kavrayabilme şansımız olur.
Aralık ayına bir tılsım bir sürpriz hissiyatı hakim.
Önümüzdeki yıl neler olabileceğini önceden bilemeyiz elbet ama birçok şey için kendi hayatımızı kendimiz yaratabilme imkanımız var.
Kendimizle, neyi, ne zaman ve nasıl istediğimizle ilgili ne kadar net olursak o kadar güzellik yaratabiliriz hayatlarımızda.
Çalışmalarımda gruptaki arkadaşlarımın mümkün olduğunca net ve samimi olacak şekilde niyetlerini edebilmeleri için destek oluyorum ki Evren seslerini daha doğrusu enerjilerini duysun ve niyetleri onlara ulaşabilsin.
Evren bize istediğimiz her şeyi evet doğru okudunuz her şeyi vermek istiyor, önemli olan niyetimizle enerjimizin uyumlu olması ve Evren’in verdiklerini alabilmek için algılarımızın yeterince açık olması.
Aralık ayı devasa enerji ile gelen 2020’ye hazırlık yaptığımız, 2019’da yaşadıklarımızı başından itibaren masaya koyup, tahlil edip gözden geçireceğimiz, aile ve yakın dostlarla, doğa ana ile birlikte olup güç toplayacağımız bir ay.
Aralık ayı, güç toplama ve hazırlık ayı.
Okyanusa açılmadan evvel ihtiyaçlarımızı gözetip, donanım yapma ayı.
Komünite, kabile hissiyatıyla dostukları pekiştirme, destek alıp destek olma, samimi paylaşım alanları açma zamanı.
Eski eşya temizliği, duygu zihin ve yaşamınızda işe yaramayanları bırakma, yeniye yer açma zamanı.
Anda kalıp, kalbin sesinden, öz-benlikten gelen eylemlere teslim olup, kendi güç kaynağımıza ulaşma zamanı.
Kendi gücümüzü hissederek, sahiplenerek yükselme zamanı.
2012 yılından bugüne gelen, 7 yıllı kapsayan yoğun enerji değişimleri, schumann rezonansının yükselişi, güneş patlamaları dünyamızda gözle görülür ve ölçülebilir enerjetik farklılıklar, değişiklikler ve dönüşümler yaratıtı ve artarak yaratmaya devam ediyor (bu konuyla ilgili paylaşacak çok şey var, kısmetse sonraki makalelere diyelim).
Son yıllarda açığa çıkan farkındalıklar, uyanış anları ve yeni gelen bilgeliği bünyemizde dengeleyebilmek için kendimize zaman ayırma, alan açma ve yeni gelen enerjileri sistemimizde entegre edebilmek için bol bol dinlenmeye ihtiyaç var.
Zengin, zehirsiz ve doğal beslenme, kendine bakma, zindelikle kalabilecek anlar yaratma zamanı. Bu süreçte topraklanmak elzem. Bedenini dinlendirmek, yoga, nefes, meditasyon ile beden-zihin-duygu ve ruh dengeni bulmak elzem.
Bazılarımız için Kasım ortasından itibaren atıl, araf, arada kalmış ya da hiç bir şey olmuyormuş gibi bir hissiyat da hakim olabilir. Bu durum oldukça olası ve doğal. Aralık ayı tüm bu süreçte yavaşlayıp, topraklanıp, doğa ile ve sevdiklerinle yumuşak ve sakin alanlar yaratıp hiç bir şey yapmama zamanı. Yeni geleni karşılamak için bu tür araf alanına ihtiyaç var.
Bazılarımız da aldığımız yoğun enerji, farkındalık ve açılım ile yeninin gelişini şimdiden yaşamında tecrübe etmeye başladı. Sürpriz hissiyatlı tatlı bir heyecan hakim.
Önümüzde daha önce tecrübe etmediğimiz yepyeni görüş, anlayış ve yapış halleri var, tüm bunlar birden bire olmayacak elbette, işte bu nedenle Aralık bir köprü, bir tampon ve enerji toplama, hazırlık fazı.
Gelelim 2020 yılı enerjilerine.
Öncelikle şunun altını çizmek isterim; 2020 şimdiye kadar yaşadığımız yıllara hiç benzemeyecek.
2020 şimdiye kadar yükselmekte olan, arınıp, silkelenip dönüşerek gelen enerjilerin gözle görülür değişikliklerin tezahürlerini tecrübe edeceğimiz yılların ilki.
Şimdiye kadar kendimize ve kolektif olarak yaptığımız yatırım elle tutulur sonuçlar getirmeye başlayacak.
Devasa yeniliklerin temellerinin atılacağı bir yıl olacak ki bu yeniliklerin bazılarını da görebileceğiz.
Büyük şirketler, kurumlar, sistemler farklı iş yapış şekilleri, yaklaşım ve anlayışları benimsemeye başlayacaklar, başlamak durumunda kalacaklar çünkü kolektif bunu talep edecek.
Önümüzde daha transparan, net, ne isen onun öne çıkacağı süreçler olacak. Otantik olan öne çıkacak, sahte, suni ve yüzeysel olan geride kalacak. Yeni nesil bu konuda keskin duruşu ile gümbür gümbür geliyor.
Tabi ki bu geçiş her doğum gibi sancılı olacaktır hele de Jüpiter’in Oğlak’ta, Satürn ve Plüton’un yan yana olduğu bir süreçten bahsediyorsak. Şimdiye kadar Satürn’ün cetveli ile öğrettiği dersleri inatla almayanları, yok sayanları, ‘aman banane’cileri, bu derslerle defterindeki açık hesapları kapatmayanları, ‘ne olacak canım’cıları, değişim ve dönüşüme direnç gösterenleri Satürn bu sefer Plüton ile birlikte karşılıyor. Bu iki güç birlikte resmen ‘ya dönüşürsün ya dönüşürsün’ diyor.
Direnç ne kadar az ise o kadar rahat bir süreç, direnç ve tutunma, bağlılık ne kadar yüksekse de bir o kadar zor bir süreç olduğunu belirtebilirim, zira bu bir matematik.
2020 yılı dört yıllık bir enerjetik süreç bize getiriyor. Eski tamamen eskide kalıyor.
Manevi boyutta, kalbin yolunda, konfor alanından çıkarak, özünü keşif yolunda samimi emek veren, arınan, dönüşen, testlerin manasını anlamaya başlayan, içindeki yaraları şifalandırma yolunda olan kişiler 2020 yılı ile birlikte farklı bir öz-benlik hissi içine girecekler. Kendi kendilerinin gurusu, üstadı olma yolunda ciddi adımlar atacaklar. Ve kendilerini dönüştürdükleri bu otantik alandan başkalarına doğal yollarla destek olmaya, hizmet etmeye, sevgi bilincine kanal olmaya, duvarını sertifika ile doldurma hırsı ile dolup taşmadan, oldukları yerden, oldukları kadar, doğal ve samimi paylaşımlarla destek olmaya başlayacaklar. Tamamen kendi içsel otoriteleri ve kendi öz-güvenleri ile yaşamlarını inşa edecekler. Yalnızlığın bir ilüzyondan ibaret olduğunu bizzat hissetmeye, tecrübe etmeye başlayacaklar.
Eskiden gelen katı, sınırlı ve limitleyen inanç sistemleri biraz daha sorgulanmaya başlanacak. Tüm insanlığa, tüm canlılara hizmet ediyor mu? Kapsayıcı mı? Sevgi ve uyumla mı kararlar alınıyor ve uygulanıyor? Bu sorular daha da ön plana çıkacak.
Sevgi hissiyatı; romantik, kolayca harcanan bir sözcük, zayıf, güçsüz bir enerji olmaktan çıkarak, varoluştaki hakiki yerine, üçüncü boyuttan dördüncü boyuta geçişte olan insanoğlu için gerçek manası ile tezahür etmeye başlayacak ve bir çok alanda hak ettiği yüce tahtına oturmaya başlayacak.
2020 yılı yaşam amacı açısından belirgin farklılıklar taşıyacak. Bazıları yaşam amaçlarını keşif yolunda daha fazla emek verecekken, bazıları tekrar gözden geçirecek, bazıları da yaşam amaçlarını daha da geliştirip daha fazla kişiye ulaşıp, hizmet edebilecek.
2020, yeni iletişim, yeni bağ kurma, yeni anlayış ve yepyeni bir lisanın ortaya çıkışına şahit olacağımız bir yıl.
2020 ile birlikte kolektif uyanışa şahit olmaya başlayacağız ve 2020 bu sürecin belirgin göstergelerini taşıyacak.
Her köklü değişim gibi hem kişisel hem de toplumsal, küresel alanlarda sancılı süreçler de bizi bekliyor. Kimse yıllardır rahat rahat oturduğu tahtını kolayca bırakmak istemez.
İçimizdeki acılar neden bu kadar köklü, neden uçup gitmiyorlar?
Bazı yaralarımız atalarımızdan miras, genetik kodumuza işli olarak tüm varlığımızda. Demek ki binlerce yıllık tecrübesel, yaşamsal bir birikim.
Acı diyip kaçmak ve yok saymak, kendimizi ve varlığımızı yok saymak demek. Acıdan çıkmak demek bazı hallerde derinin kazınması gibi hissettirir, acıyla işte böyle derin bir bağımız var.
Tabi ki tüm bunların nedenleri var. Neden negatif olana böyle bir bağ var?
Dünyada gördüğümüz şiddet içimizdeki içsel-şiddetin tam da kendisi.
Dışımızdaki olaylar her zaman içerdeki olayların yansıması.
Her birey kendi olduğu yerden, kendi hissinden ve kendi görüşünden dışındakileri görür, ve hisseder.
Herkes kendi dünyasını, içsel hissinden görür, yaşar ve yaratır.
Ve ancak içimizde neler taşıyoruz bilirsek dörüştürüp, hakiki öz-benlik değerlerimizi sahiplenip, dışımızdakileri, içimizdeki öz-değer ve öz-sevgi enerjisi ile yaratabiliriz.
Bu formülün başka türlüsü yok.
İçeride ne isen dışında da o oluyor ve onu görüyorsun.
Evrensel kanunlar asla hata yapmıyor, unutmuyor, her şey muazzam bir mükemmellikte inşa edilmiş ve sonsuzluğa akıyor.
Bu sonsuz düzlemde limitli görüş ve inançları olan, ayrı, yalnız bir insan mıyız, yoksa devasa Sevgi enerjisine uyumlanabilen, birlik, kardeşlik, zenginlik, şifa yaratabilen, sonsuz bir ruhani Varlık’mıyız, Kaynak’ı ile temasta ve farkında.
Biz 2020 Aralık ayını son bir Kalbin Yolu İnzivası ile kapatacağız. İç-Çocuk & İç-Baba’ya odaklanacağız.
Yılın ilk üç ayı yine Hindistan’da olacağım. İçsel inzivada olmadığım zamanlarda Youtube kanalımdan ve sosyal medya kanallarımdan paylaşım yapmaya niyet ediyorum.
Hepinize öz-benliğin keşfi ve Sevgi bilincini yaşatabilme yolunda başarı ve kolaylıklar diliyorum.
Sevgi en değerli varlığımız.
Sevgilerimle,
*Gülenay Pema’nın verdiği eğitimler ve yayınladığı makalelerden haberdar olmak istiyorsanız sağ tarafta yer alan ‘Blog’u Takip Et’ kutusuna email adresinizi bırakabilirsiniz.