Gecenin bir yarısı endişe içinde mi uyanıyorsunuz?
İş yetiştirmeniz gereken belirli bir tarih veya büyük bir sosyal etkinlik olduğunda fazlaca kaygılı mı oluyorsunuz?
Belki de panik atak yaşıyor ve farkında değilsiniz?
Yalnız değilsiniz.
Kadınların kaygı sorunları yaşama olasılığı erkeklere göre %60 daha yüksek ve insanların çoğu, güçsüz bırakan bir unsur olan stresi yaşıyor.
Neden diyecek olursanız yazdığım bir çok makalede değindiğim gibi kadınların bir canlı doğurma, taşıma ve besleme süreçlerinin hassasiyet ve bununla gelen empati kapasitesine sahip oluşu ve çevre şartları ile uyumlanamayışı bunun en büyük etkeni. Kadın olmak kutsal iken şartların ağır olduğu günümüzde, bu hassasiyeti anlamlandırmak ve bir lütuf olduğu gerçekliğini yaşatmak gittikçe zorlaşıyor.
Evet belki zor ama mümkün, gayet mümkün. Çünkü esas olana zaten sahibiz.
Çağ, zaman, teknoloji değişiyor. Zamanın daha hızlı yaşandığı hissini hepimiz tecrübe ediyoruz ve bu sanal değil bir gerçek. Hem kuantum boyutunda hem elle tutulan fiziksel boyutta, zaman çok hızlı, tüketim hızlı, yaşam hızlı…
Bu hıza ayak uydurmaya çalışmak sadece kadınlar için değil tüm canlılar için cambazlık. Bu endişeli hal birlikte dengesizliği getiriyor.
Bunlar bildiğimiz şeyler. Makro boyutta daha fazla zaman geçirmeden mikro, kadın boyutunda kalmak istiyorum ki size faydalı ve etkili bilgiler aktarabileyim.
Maalesef birçok insan, her biri bir dizi yan etkiye sahip güçlü ilaçların tek çözüm yolu olduğuna inanıyor.
Neyse ki gerçek tam olarak böyle değil. Stresi hafifletmenin doğal yolları mevcut.
Bu neden oluyor? Pek çoğumuz hayatımızın bir bölümünde aşırı stresle mücadele etmek durumunda kalırız (dışsal stres unsurlarından ötürü). İçinde bulunduğunuz koşullar ne olursa olsun sürekli diken üstünde gibi hissetmeye başladığınızda zihinsel sağlığınızı desteklemek için fiziksel sağlığınıza (veya içsel stres unsurlarına) bakma zamanı gelmiş demektir.
Günlük hayatın zorluklarıyla karşı karşıya kaldığınızda bozguna uğramış gibi hissetmek yerine dayanıklı, kendinden emin ve güçlü olmak sizi çözüme ulaştıracak yolları açar.
Stres ve Hormonlarınız
Fiziksel olarak iş hormonlara dayanıyor. Özellikle stres hormonu olan kortizol hormonuna. Vücudumuzun kortizolu yönetme şekli stresle başa çıkışımıza yansır. Bedeninizin çalışma biçimini ve kortizol üretimini etkileyen bazı yaşam tarzı unsurları vardır:
Stres ve Doğurganlık
Stres, hormon sağlığı ve doğurganlık üzerinde çok güçlü bir etkiye sahiptir. Hatta fazla gergin olduğunuz dönemlerde vücudunuzun yumurtlamayı durdurması çok olası. Bu durumda vücudunuz biyolojik olarak, doğurgan olmanız için gereken hormonel ahengi oluşturmak yerine stres yaptığınızda kortizol üretmek için kullanılan projesteron hormonu salgılamaya çalışır. Evrimsel olarak bedeniniz gergin olduğunuzda bunu “bilir” ve bunun bir bebek yapmak için kötü bir zaman olduğuna karar verebilir. Sürekli düşük seviye gerginlik hisleri bile hormonel dengenizi bozabilir.
Bunun olduğunun ilk belirtisi menstrüasyon döngünüzdeki değişikliklerdir; özellikle menstrüasyon döngünüzde atlamalar veya çok uzun aralıklar olması gibi.
Stresi doğal yoldan nasıl yatıştırabiliriz?
Birçoğumuz stresle başa çıkmak için, yaşam kalitemizi başka biçimlerde düşüren, istenmeyen yan etkileri sahip anti-depresan ilaçlarına fazlaca bağlı olmaktan rahatsızlık duyuyoruz. Kronik stresi, haplarla anlık olarak geçiştirmek yerine, uzun vadede önleme yaklaşımını benimsemenin daha iyi olduğunu düşünüyorum.
Stres seviyeniz üzerinde hemen bugün çalışmaya başlayabileceğiniz bazı yollar var:
Bu şekilde fazla kortizol hormonunu azaltıp faydalarını hızla görmeye başlayacaksınız.
Düşünce tarzınızı yeniden şekillendirin
Stresi doğal ve kalıcı olarak yatıştırmanın anahtarı düşünce tarzınızı değiştirmekten geçiyor. Stresli dönemleri elinizden geldiğince ve her türlü yöntemle (kahve, alkol ve şekere sarılmak gibi) atlatılması gereken bir şey olarak görmek yerine şöyle düşünmeye başlayın:
“Kendimden beklediğim yüksek düzeyde işlevi gösterebilmem için bedenimi ve zihnimi sağlıklı ve zinde tutmalıyım.”
Dışarıdan ne kadar çok strese maruz kalırsanız bu zorluklara o kadar kendi değerini bildiren taktikleri kullanarak yaklaşmanız gerek. Yani bu, kendinize besleyici öğünler hazırlamanız, 7-8 saatlik deliksiz bir uykuda ısrarcı olmanız ve yoga sınıfı, uzun, keyifli banyo seansları, eşinizle romantik bir akşam gibi keyif randevularınıza en az diğer işleriniz kadar sadık kalmanız anlamına geliyor. Kendinizi bu alanda bir Olimpiyat sporcusu gibi görün. En iyi performansı verebilmek için çalışmanız ve hazırlanmanız gerek. Olimpiyat oyunu her gün devam eder ve bu stratejilerle, yolunuza ne çıkarsa çıksın siz onu göğüslemeye hazırlıklı olursunuz.
Bedeninizin gerçek anlamda nasıl çalıştığına dair bilgi sahibi olduğunuzda size iyi gelen sağlıklı seçimler yapmaya başlayabilirsiniz!
Bunu yapabilirsiniz, gayet mümkün.
Bedeninizin bilimi sizin en büyük destekçiniz.
Kendi kendinizin şifası olabilirsiniz, bu mümkün!
Sevgilerimle,
*Gülenay Pema’nın verdiği eğitimler ve yayınladığı makalelerden haberdar olmak istiyorsanız sağ tarafta yer alan ‘Blog’u Takip Et’ kutusuna email adresinizi bırakabilirsiniz.
**Gülenay Pema Antep’in yayınladığı makaleler tıbbi tedavi niteliği taşımamaktadır. Eğer ciddi bir rahatsızlığınız varsa medikal destek almanızı öneririz.