Kendiniz için sakin, anda ve stressiz kalma yolu geliştirebilirsiniz. Bu çalışmayı tıpkı yemek yemek ya da spor yapmak gibi hayatın bir parçası haline getirebilirsiniz. Bu üç yaşam tarzı unsurlarının hepsi de birbirini besliyor ancak stresten uzak durmak, eğer hormonlarınızı, sağlığınızı ve refahınızı korumak istiyorsanız ilave bir bilinçli çaba gerekiyor. Özel bir kişisel değer stratejisine ihtiyaç var.
İçinde bulunduğumuz yılbaşı tatili dönemi, gerçek bereketi kucaklayarak deney yapmak için yılın en ideal zamanı. Her şey “bol bol harca, sahip ol” fikri etrafında toplanıyor. Daha çok yiyecek, daha çok hediye, daha çok para harcama. Tüm bu dahalar bizi daha da boş hissettirse bile. Böyle bir tüketim kartopunun içine çekilmemek zor; sonsuz etkinlikler, rekabetçi hediye alışverişi, savurgan sofralar ve sürekli ikramlar. Biz (özellikle de kadınlar) vermeye, vermeye, vermeye, aile ve arkadaşlarla arayı kapatmaya, her davete evet demeye, suçluluk ya da imrenme duygusu hissetmemek adına zaman, para ve emek sarf etmeye kendimizi mecbur hissediyoruz. Sosyal medya da bizim bu ‘bir şeyleri kaçırma’ hissimizi körüklüyor. Kişisel ilginin sadece sosyalleşme selfie’lerinden ibaret olduğunu düşünmeye başlıyoruz!
Kişisel frekansımızı bu türden bir zorlamaya maruz bıraktığımızda gerilmiş hissediyoruz – duygusal, zihinsel ve fiziksel olarak. Yılın geri kalanında sağlıklı ve mantıklı kalmamızı sağlayan her şey – uyku, besin değeri yüksek gıdalar ve hareket etme aniden konu dışı kalıyor. Kendimizi sona bırakıyoruz ve kendi yapacaklar listemizin önüne başkalarının ihtiyaçlarını koyuyoruz.
Kendi hayatınızı yarattığınızın farkına varın.
Kendinizle ne kadar çok vakit geçirirseniz gün içerisinde kendi hayatını yaratma deneyimi o kadar çok genişletilebilir. Tatil döneminde bu; daha az etkinlik, daha az parti, daha az harcama, daha az stres, daha çok kaliteli zaman, daha çok sevgiyle bağlantı ve daha çok düşünceli paylaşım gibi görünüyor.
İş sizin biyokimyanıza geldiğinde önemli olan sadece kendinizi neyle beslediğiniz değildir. Tüm yaşam tarzınız sağlığınızla bağlantılıdır; uyku, yeme, hareket etme, çalışma, sosyalleşme gibi tüm yaptıklarınız bedeninize geribildirimde bulunur ve belirtilere neden olabilir. Hayatı yaşama şekliniz bedeninizle yansıtılır. Hayır demek, azaltmak, yeniden önceliklendirmek, yaşamınızda temizlik yapmak mutlu, anda ve stressiz olmanıza yardımcı olur. Deneyimlerinizden daha fazla şey alırsınız ve daha fazlasını geri verisiniz. İlişkileriniz yolunda gider ve sağlığınız ‘az olan daha fazladır’ prensibinden faydalanır. Stresten uzak durduğunuzda kortizol hormon seviyeniz stabil kalır, oksitosin seviyeniz yükselir, projesteron üretiminiz artışa geçerek ovülasyonu destekleyerek daha da fayda sağlarsınız!
Aileyle ile ilgili konularda sizi iyi hissettiren şeye odaklanın
Duygusal olarak gereğinden fazla vermeye hayır demek tatil döneminin en zorlu taraflarından biri olabiliyor. Harcama alışkanlıklarımızı tersine çevirebilir, beslenmemizi yeniden şekillendirebilir ve fiziksel olarak daha fazla evde durabiliriz ama tatil dönemi genellikle başka zamanlarda görüşmekten kaçındıklarınızla daha fazla vakit geçirmek anlamına gelir; isim vermek gerekirse bazen yorulmanıza neden olabilecek aile üyeleriyle.
Nerede olursanız olun kendinizi iyi hissettiren şeye odaklanmanız kendi değerinizi yaşamanız anlamına gelir! Tatil için ailenizi ziyarete gitmek aynı filmi tekrar tekrar izlemek gibi hissettirebilir; her aile ferdi aynı rolü oynar, herkes senaryoya sadık kalır, herkesi adımların üzerinden gitmekte, aynı dramı yeniden oluşturmaktadır ve tartışmalar bile aynıdır! Bu oyunun dışına çıkabileceğinizi fark edin ve ihtiyacınız olan şeye odaklanın. Tepkilerinizi değiştirerek ve başkalarınınkini değiştirmeye çalışmayarak yeni bir oyun oynayın. Bu kez farklı yapmaya karar verdiğiniz şeyi sizi en iyi hissettiren kavram üzerine kurun. Size mutluluk veren şeyler yapın ve söyleyin, kırıcı ve zor tavırlara basit bir şekilde tepki verin, sanki hala 3’üncü sınıfa giden bir çocukmuş gibi ve mümkün olduğunca az sözcükle, “Bu, duygularımı incitti” ya da “Bunu söylemen hoşuma gitmiyor” gibi. İçinizde tutmayın, daha derdine düşmeyin ve tartışmaya girmeyin. Tatil sonunda tükenmiş hissetmek yerine duygusal ve fiziksel olarak ihtiyaçlarınızı önceliklendirmek size kendinizi muhakkak iyi hissettirecek.
Daha azıyla daha çok keyif alın
“Az olan daha fazladır” ilkesi herkesi kapsar. Paketten çıkan o ilk kurabiyenin tadının ne kadar güzel olduğunu düşünün, sonra da bir oturuşta hepsini yediğinizde sonuncu kurabiyenin ne kadar tatsız olduğunu. Her gece bir parti davetine evet derseniz kısa süre sonra sosyalleşmekten bıkarsınız ve bu zorunluluk zorunuza gitmeye başlar. Çok özel insanlar için birkaç özel hediye seçmek, onlar için ne hissettiğinize bakmaksızın hayatınızdaki herkes için hediye üstüne hediye almaktan çok daha değerlidir.
Önümüzdeki aylarda bu bereket deneyi için nihai varış noktanız değerinizin başkaları için yaptıklarınız olmadığının farkına varmaktır; etkinlikler düzenlemek, hediyeler almak vs. sizin değerinizi belirlemez. Sizin değeriniz varlığınızdır. Siz bir sevgi aracısınız ve bu iki şeyi paylaştığınız her seferinde deneyim kendi içinde mükemmel olur. Çanlar ya da ıslık gerekmez.
Gerçekten bütünüyle kendinizden keyif almak için kendinize alan yaratın. Tatil döneminde ve elbette ötesinde kendinizle ilgilenmenin sırrı budur. Kortizolu düşük tutarak ayrıca genel hormonel sağlığınız için de harika bir koruma sağlamış olursunuz.
Bedeninizin gerçek anlamda nasıl çalıştığına dair bir kez bilgi edindiğinizde sonunda işinize yarayacak sağlık seçimleri yapmaya başlayabilirsiniz!
Bunu yapabilirsiniz; bedeninizin bilimi sizin yanınızda!
*Gülenay Pema’nın yayınladığı makale ve eğitimlerden haberdar olmak için sağ tarafta yer alan ‘Blog’u Takip Et’ kutusuna email adresinizi bırakabilirsiniz.