Can durağını arıyorsan ey can;
Can da sensin durak da sensin.
Bir lokma ekmekse peşinden koştuğun,
Elbet ekmek de sensin.
Eğer akıl erdirebiliyorsan bu sözün sırrına;
Bil ki her ne arıyorsan o sensin.
– Hz.Mevlana
Diye başalıyor iki gün önce aldığım mektup. İnsanın hayatında anlar vardır, milada kayıt olur. Bu anlar birikir, gün olur, günler birikir yıl olur sonra bir bakmışsın bir ömür olmuş ardına memnun bir gülümseme ile bakabildiğin anılarla dolu. İşte öyle bir süreci anlatıyor aldığım bu mektup. Herkesin hikayesi kendisine has ve bu kendine haslık samimi bir aktarımla birleştiğinde bir ilham hikayesine dönüyor ve kişisel olmaktan çıkıyor. Şu an ArıKuşu Retreat’te Awaken Love Sessiz İnziva’dayız. Bu mektubu bana yazan arkadaşım da bu inzivada, kalbin derinliklerinde ruhunun incelikleriyle nakış örmekte…
Ege’de hava güzel, kuşlar coşkulu, zeytinler çiçekten meyveye geçti, nar da o çılgın çiçeklerini düğün sevinciyle dolu meyvalarına döndürmek için hiç aceleci değil, ince işiyle keyifle meşgul. Daha çok var aktarılacak ama kalbim sükutta kalmak ister ki kalbe bağlı olanlarla buluşalım.
“Hiç gerek yok. Gelme!
Ne aradığını bilmiyorsan, laf olsun torba dolsun, bir sertifikam olsun, bu da burada dursun, popüler oldu bu işler bir de ben gidip bakayım neyin nesiymiş diye heves ediyorsan, hiç gelme dostum! burada işin yok.
Ne aradığınla, aslında kim olduğunla yüzleşeceğin derin, meşakkatli ama bir o kadar da değişimlere dönüşümlere vesile olan bir program YogANA. Yoganın ne olup ne olmadığını kavrayacağın, binlerce yıllık kadim bilgilerin ışığında kendi yolunu bulacağın bir program YogANA. Onlarca yoga sertifika programı içinden çok da sorgulamadan ve dahi araştırmadan içimdeki sesi dinleyerek ben kendimi burada buldum ve kelimenin tam anlamıyla da asıl hedefimin kendimi bulmak olduğunu fark ettim.
Program sonunda, su içmek gibi ihtiyaç duyduğum ve büyük bir zevkle yaptığım yoga pratiğim fizik bedenime hem esneklik hem de farkındalık kazandırdı. Bedenimle daha çok bağ kurar oldum. Tüm süreçler sonunda yıllardır ağrılı geçen regl dönemlerim artık çok daha kolay sancısız ve ilaçsız geçer oldu bu müthiş bir yenilik. Kadın olmanın, dişi enerjinin ne denli önemli bir şey olduğunu yeniden hatırladım. Yediğimin içtiğimin zaten kıymetini bilen ve severek yiyen bir insanken yaptığımız diyetler öğrendiğimiz beslenme modelleriyle bu zevk ve farkındalık düzeyi katlanarak arttı. Artık hayatımın bir parçası, yaşam biçimi olarak sürecekler. Ezberlerimi bozup yepyeni alışkanlıklar edindiğim bir dönem oldu.
Ben bu sürece hayatımda çok yoğun ve tempolu bir işi geride bırakarak girdim. İyi ki de öyle yapmışım, benim açımdan aksi mümkün olamazdı bir arada yürütemezdim bu denli disiplin özveri ve çalışmayı gerektiren bir programın hakkını veremezdim ama hepsini bir arada yürütenler de oldu mu oldu. Benim deneyimimde daha çok içselleştirip, hayatıma yeni bir sayfa açmak için böyle bir dönem idealdi. İsmiyle cismiyle birbirinden farklı 14 tane kadınla bir araya gelip aynı ortamı solumak, süreci paylaşmak, dayanışmak bambaşka kazanımlara yol açtı. Kendini bildiğinde başkalarını da bilmek görmek kolaylaşıyor. Maskelerini sıyırıp koltuğunun altına aldığında karşındakinin de aynısını yapıp yapmadığını görebiliyorsun. İlişkilerin tenis topundan farksız olduğunu karşı duvara ne atıyorsan sana da aynısının dönüp geldiğini deneyimliyorsun.
43 yaşındayım. Bugüne kadar hiçbir ortamda hiçbir şekilde karşılaşmadığım şeyler yaşadığımı söyleyebilirim. Her şeyin bir sebebi olduğunu bilerek anlamaya ve sindirmeye çalışmak zaman alıyor. Bir başka deyişle kendini ameliyat masasına yatırmaya hazırsan gel dostum! İyileşmek için bu gerekliyse korkma, cesurca kendini tedaviye hazır ol! Rüyadan ne kadar erken uyanırsan, zihninin tıka basa dolu tozlu raflarından ne kadar erken kurtulursan o kadar kar.
Ha bir de tüm bunların yaşandığı mekan Arıkuşu Retreat var. Doğa ananın kucağında, kuş, at, horoz senfonisi eşliğinde davet olunduğun bir ‘ev’. Konuk olmaktan mutluluk duyduğun, uzak kaldığında kokusunu, rüzgarın peşi sıra koşan rengarenk gülünü özlediğin bir ev. Az önce dalından kopan fasulyenin az sonra hünerli ellerin hazırlığıyla yemek olup önüne geldiği, bugüne kadar ‘salata’ diye yediğin şeyin, bahçeden toplanan kokusu üstünde otlarla bambaşka bir şölene dönüştüğü bir ev Arıkuşu Retreat ya da Arıkuşu Çiftliği.
Hayatımda ilk kez sessiz kalmayı, tam anlamıyla kendimle baş başa olmayı da yine bu programdaki bir sessiz inziva ile deneyimledim ve sonra şöyle yazmıştım;
‘Hiçbir şey yapmadan sessizce otururum. Ve bahar gelir otlar kendiliğinden büyür’. Bir fidanım var şimdi yeni diktiğim, kök salıyor derinlere, etrafını çitle çevirdim yem etmeyeyim diye ineklere… Başı dik gökyüzüne uzanıp dallanma niyetinde, arada bir sert rüzgar esiyor titriyor ama onu besleyen toprağından güç alıyor, ılık meltemlerle de beraber dans etmeyi ihmal etmiyor. Bazen ‘kendi bahçesinde dal olamayanın biri, girip bahçesine ağaçlık taslıyor’ ona da ‘Eyvallah’ diyor….Susuyor. Artık derin sessizliğin, kalbin yolunda ne denli şifalı olduğunu anlıyor. Güneş hep oradaydı bilirdi de şimdi daha da iliklerinde hissediyor. Yaradan’ına ve can suyu verenine minnetle şükranla selam duruyor.
Selam olsun…
Pınar Gürer”
Gülenay Pema’nın makaleleri ve verdiği eğitimlerden haberdar olmak istiyorsanız sağ tarafta yer alan ‘Blog’u Takip Et’ kutusuna email adresinizi bırakabilirsiniz.
Programa eklenen eğitimler için web sitelerini ve sosyal medya hesaplarını takip edebilirsiniz.