Son yıllarda yaşadığımız değişim daha önce hiç olmadığı kadar hızlı. 1980′ler ile 2000 yılları ve şimdi arasında muazzam enerji farkı var.
Son zamanlarda bu hızlı değişim enerjisi birçok insanı alışık olmadığı bir sürece sürükledi. Sürükledi diyorum çünkü değişim artık kaçınılmaz bir hal aldı. Ya değişiriz ya değişiriz.
Değişim enerjisine her insan yapı, yetişme ve çevresel nedenlerle ayak uyduramıyor ve kayayı omuzlayarak, itekleyerek, belini kırarak, sinirlerini bozarak ve sonunda derin keder ve endişeye boğularak savaşıyor.
Gezegensel ve ulusal olarak derin yaralarımız yüzeye çıkmış durumda. Derin keder ve endişe hissiyatları birçok insanın yaşamına hakim.
Değişimle gelen bu doğal süreci sebat, metanet ve aktif teslimiyetle karşılayacak manevi olgunluğa henüz ermemiş olanların ciddi anlamda kolları sıvayıp, değişmesi gereken yönleri tanımlamaları gerekmekte.
Bu yönleri, huyları, kalıpları tanımlamak ancak ve ancak artan ve keskinleşen bir farkındalıkla yani bilinçle mümkün. Bilinç ise, ego ya da düşük ben dediğimiz nefsin sınırlı ve limitli görüş açıları, edinilmiş bilgi ve kapalı kalbi ile açığa çıkamaz.
Değişim enerjisi ile yüzleşemeyenler reddedilen eski kalıpları tekerrür ettirdikleri sürece önce bireysel sonda da toplumsal olarak acıların derinleşmesine katkıda bulunuyorlar.
‘Nasıl değişiklik yapabilirim?’ Sorusuna geldiğimizde ise öncelikle bu sorunun samimiyetine bakmalıyız. Eğer samimi isek gün içinde kendimize sessiz alanlar yaratarak, bu en önemli ilk adımı atarak başlayabiliriz. Sonra ister bir kağıda ister zihninize yazıp (ki kağıda dökmek her zaman bilinçaltını tetiklediği için çok efektiftir) değiştirmek istediklerinizi not alın. Altından kalkamayacağınız kalın köklü kalıplar yerine ilk aşamada küçük hedefler belirleyin. Ve bu hedeflere ulaştıkça bir sonrakileri belirleyin. Başarının sırrı azim ve konsantrasyondur.
‘Neden insanlar uyuyor?, neden değişmiyor?’ sorularını sorup karşısında hissettiğiniz çaresizliğin endişesi ve panik hali yerine, ‘ben uyanmalarına nasıl katkıda bulunurum?’ sorusunu sorup, cevaplarını arama vaktidir.
İnsanoğlunun yetileri verilen lütufları muazzamdır, yeter ki üzerindeki ataleti, pası kaldıralım.
Bu yolda, daraldığınız anlarda yakın dostlar ve doğa size destek olacak alanlar. Keder ve endişenin bulanık sularında yüzmek yerine kendinizi akan mis gibi bir nehrin, denizin kollarına bırakın, bırakın akan temiz su sizi de akışın güzelliğine alıştırsın, hatırlatsın neden bu güzel gezegene geldiğinizi. Doğanın parçası olduğunuzu, zihnin zindanlarının değil.
Bu Haziran ayı ile birlikte bilinçli dönüşüm için her gün bir dakika sessizliğe davet ediliyoruz. Her mutlu olmak huzur ve sağlıkla yaşamak isteyen bireyi bu davet bekliyor. Huzur ve mutluluk bize hali hazırda verilmiş yaşamsal haklarımız.
Devamını okumak için tıklayınız.
Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.
1 Comment
Merhaba Gülenay, Yediburunlar’daki Mistik Tanrıça Ritüeli’ne katılmak istiyordum… ne şekilde rezervasyon ve kaydolma öğrenebilir miyim? (face’de işaretledim ama onlar sayılmıyor ya!:) )
teşekkürlerle…
Banu Akçaoğlu banuaka4@gmail.com
05362406190