Kalbinde saf sevgi olanlar ancak isyansız, usulca yas tutabilir.
İçimde sanki yüzlerce yaralı kalp taşıyorum, düşünceler terkteyken, duygular sarıyor tüm benliğimi.
Dedim ya düşünceler terk, zerre nefret, zerre öfke, zerre suçluluk yok içimde. Sadece hisler var…
Kalbimin acıyı hissetmesine izin veriyorum. Kirletmeden, çirkinleştirmeden, şefkatle zaman ayırıyorum, kalbi dinliyorum.
Kalpleri dinliyorum…
Toprağı çapalarken, müezzin başlıyor duaya. Bir müddet toprakla kalıyorum. Yüreğimin acısı gırtlağıma ulaşıyor. Ve usul usul gözyaşları süzülürken ellerim duaya açılıyor. Düşünceler terk. Acıyı yaşıyorum.
Ruhum çapalanıyor yine.
Her zaman yarım kulakla dinlediğim müezzin şimdi daha anlamlı okuyor, duasını ve etrafındaki yüzlerce insanı hissediyorum.
Anladım ki eğer nefretsiz bir yas tutabiliyorsan kalbin temizmiş.
Karanlığa düşmeden acısını yaşayabilenler, sevgi dolu kocaman kalp taşıyanlardır.
Bu bir teselli yazısı değil, neden sorularına, cevaplarına bu yazıda yer yok.
1 Comment
Bilmenin derin keskinlikleri büyütüyor..varolmakta ki sanrılar acı ile yakıyor her hücremizi öyle ki bıraksak her yer yangın yeri..sessizlik sadece gözyaşıyla örtüşüyor..kabulleniş bir tebessüm olabiliyorsa ne mutlu ki bize.. tüm yeryüzü bir yangı olsa Tanrının lütfu olurdu ve bizler ne kadar değerli kılınırdık…TEK ARZUMUZ BU OLSUN BİZE.. ONA KAVUŞMAK VE ONDA O OLMAK.. Amin…