“Merhaba,
İstanbul’da hayatını tek başına idame etmek için özel bir firmada çalışan sıradan bir kadınım. En büyük tutkum, piyano sahibi olmak ve sevdiğim besteleri çalmak. Ailemden uzakta ve yalnız yaşıyorum. Tipik bir Yengeç kadınıyım. Gereğinden fazla duygusal ve geçmişime, değer verdiğim kişi ve objelere oldukça bağımlıyım.
Bağlılık ve bağımlılık arasındaki ince çizgiyi kaybettiğim, kendi kendime yetemediğimi hissettiğim, dahası kendimi sevmediğim, kendimle baş başa kalmaya tahammül edemediğim bir anda kendim için farklı arayışlara girdim.
Ne olduğu hakkında yalan yanlış bilgilere sahip olduğum yoga ve meditasyonu derinlemesine öğrenmek için araştırmalara başladım.
Yoganın sadece asanadan ibaret olmadığına, derin bir düşünce yapısına sahip olduğuna inandığım için, tanınmış merkezlerden ziyade özel birisinden eğitim almak istiyordum.
Bir tanıdığım aracılığıyla Gülenay Pema ile tanıştım. Geçmişinden ve enerjisinden öyle etkilendim ki, bu eğitici yoga yolculuğuna başlamaya karar verdim, Nisan 2014’te.
Açık olmak gerekirse, 6 seviyelik bir süreç olduğunu öğrendiğimde; “1 seviye gitsem, yoganın ne olduğunu ve pratiğini öğrensem yeter” diye düşünmüştüm. Şu an 5. Seviyedeyim 🙂 bırakamadım, bırakmak istemedim, her gün yeni bir şey öğrendiğim bu eğitimi bırakmaya hazır değilim çünkü.
Gülenay’ın aynı amaca yönelik birbirinden farklı eğitimleri var, ben sadece “Yoga’nın ABC’si”ne katıldım. Bir şeyi bitirmeden yeni bir şeye başlayamayan bir tip olarak, 6 seviyelik yolculuğum biter bitmez, “Gizemli Dişilik Dönüşümü”ne ve ardından inzivalara katılacağım.
Nisan ayından beri hayatımda olan yogayı, kolay olmasa da aktif olarak hayatıma entegre etmeye çalışıyorum.
Yoga Eğitimi’nin çoğunlukla teorik geçen ilk derslerinde kendimle ilgili şeyler keşfetmeye başladım, bende nelerin daha ağırlıklı olduğunu ve bana nelerin iyi geleceğini öğrenmeye başladım. İlk derslerdeki meditasyon denemelerinde, günlük hayatta da kafamı en çok kurcalayan bağımlılıklarımın ve düşüncelerin meditasyon esnasında yine kafamın içinde olduklarını fark ettim. Sonraları düşünceleri savurmayı öğrendim, kendimi dinlemeye başladım, bu sefer farklı bir sorun ortaya çıktı; kendimi sevmiyordum, kendime tahammül edemiyordum, meditasyonda zaman geçmek bilmiyordu.
Zamanla, sanırım yoga pratikleri sayesinde, kendimi sevmeye daha doğrusu kendimi olduğum gibi kabul etmeye başladım. Meditasyon esnasında kafamı meşgul eden bağımlılıklarımı ve düşünceleri saf dışı bırakmaya başladım. O an düşüncesiz ve dolayısıyla duygusuzdum. Bu mükemmel bir histi, olduğum gibi ben işte tam da o anda oturduğum matın üstündeydim.
Derken EFT tekniği (ki duygusallığın dibine vurduğum anlarda başvurduğum tekniklerden biridir) birbirinden etkili asanalar, ruhu besleyen mantralar, sağlıklı beslenme derken çok şey öğrendim ve öğrenmeye devam ediyorum.
Peki yogayı hayatıma nasıl entegre etmeye başladım ve hayatımda neler değişti, biraz da somut örneklerle ondan bahsedeyim.
* Hayatımdaki insanlarla yaşadığım problemleri, aşmaya başladım. Onları olduğu gibi kabul edip, yüreğimi onlara açtım. Zorlansam da herhangi bir karşılık beklemeden iletişim kurmaya başladım.
* Gülenay’ın dediği gibi, “insan zihni maymun misali, bir orada bir burada”. Yaptığımız konsantrasyon çalışmaları ile, gerçekten de zamanı daha verimli kullanıp, işlerimi planlayarak yapmaya, aklıma gelen işi o anda yapmak yerine, elimdeki işi bitirdikten sonra yapmaya başladım. Söz konusu durumdan şaştığımda geri dönmek için çabaladım.
* Bitmesi gereken, fakat kendimde bulamadığım cesaret yüzünden bir türlü bitiremediğim ilişkimi sonlandırdım. Gülenay bilir, ilk geceler sabaha kadar uyumayıp bildiğim tüm teknikleri uyguladım. Zor oldu, ama inancım beni yarı yolda bırakmadı ve bitti..
* Beni mutsuz eden şeyleri ifade etmeyi, istemediğim şeylere HAYIR demeyi öğrendim.
* Kendimi çok daha fazla zinde, sıkı ve güzel hissetmeye başladım. Bunu kesinlikle asanalara borçluyum.
* Hayatımın anlamsız olduğunu düşünürdüm, şimdi hayata yönelik akılcı hedefler belirleyebiliyorum. Meditasyon sayesinde, hayatımda eksik olan şeyleri buluyor, eksikleri tamamlayabilecek yöntemleri hayatıma katıyorum. Her anlamda eksiklikler, sosyallik, kariyer, kişisel gelişim, hobi vb.
* Gereğinden fazla duygusal, insanları kırmaktansa kendini üzen, aşırı bağımlılıkları olan bir insanken, kendi kendine yetebilen, mutlu, güçlü, mantıklı ve özgüvenli bir insan oluverdim. Tabi ki arada özüm beni yoklamıyor değil 🙂 o esnada tekniklere sarılıyorum.
* Bu süreçten sonra, büyük bir farkındalıkla kendimi gözlemlemeye ve anlamaya başladım. Mutlu/mutsuz olduğum her anı fark ediyor ve duruma göre davranış sergiliyorum.
En güzeli de ne biliyor musunuz? Bu olumlu değişimlerin sadece sizin tarafınızdan görülmüyor olması, sizi iyi tanıyan birileri varsa etrafınızda, sizdeki güzelliği ve iyileşmeyi mutlaka fark ediyor 🙂
Kendini bulmak isteyen herkesin bu yolculuğa katılmasını tavsiye ederim.
Sevgiler..”
1 Comment
Süpeeer tebrikler. Hepimize değişim dönüşüm yolculuğunda neşe dolu keşifler diliyorum. İyiki varsınız Gülenay Hanım.