Yılın en uzun ve karanlık günü olan Kış Gün Dönümü’nü geride bırakırken, kimilerimiz gezegenimizin varoluş döngülerini yakından hissediyor, ve değişen enerjilerle uyumlanmak için bir takım ritüeller gerçekleştiriyor.
Yaşama adanmışlık ve şükür ne kadar içten olursa ritüel de o kadar özenli oluyor. Bu tıpkı evine gelen misafir için günler öncesinden evini temizleyen, yemek için dikkatle alışveriş ve özenle hazırlık yapan bir kadın enerjisi gibidir. Bazılarımız bu döngüyü evrensel olarak da onore edebilecek yerdeler yaşamlarında, ne mutlu onlara! Yolu açıyor, ışık tutuyor, huzur yayıyorlar…
Kış Gün Dönümü’nü uğurlarken Yeni Ay ve Yeni Yıl’a uyanıyoruz.
Yeniden doğuş ve yenilenme zamanlarını kutluyoruz. Bu ender değerdeki geçiş, yeni doğan herkes ve her şeyde olduğu gibi ilahi doğamızın varoluşun içersindeki birbiri ile uyumlu bağını temsil ediyor. İsa’nın doğuşu da bu geçişin bir sembolü olarak bu günlerde kutlanıyor.
İçinde bulunduğumuz günler ruhumuzun evrimindeki milyarlarca ışık yılının sonucu olarak yeni bir yıla, kendi sonsuzluğunda ilerlemekte. Her nefes, her kalp atışı Varoluşun sonsuzluğunda zamanın belirleyicisidir. İşte yine böyle bir zamanda hep birlikte kollektif bir ritüele şahit oluyoruz. Böyle bir geçiş için ise bakış açımızın, vizyonumuzun genişlemesi gerek.
Bakış açısının genişlemesi ise her gönül gözünün ilahi titreşimle atıyor, görüyor ve ifade ediyor olması manasına gelir. Kendine uyanan bir insanoğlu öz değerlerini bulmuş demektir.
Bu vesile ile sizlere bu ender güzellikte ve portalların açıldığı günlerde huzurlu, barış, sevgi ve bereket dolu bir yeni yıl diliyorum. Aileniz ve sevdiklerinizle gönül muhabbetlerinin arttığı nice yıllara!
Kalpten sevgilerimle,
1 Comment
Teşekkürler Sevgili Gülenay, Sevginin koşulsuz paylaşıldığı, kalplerin BİR’liğe uyandığı, sağlık ve bolluk bereket dolu bir yıl diliyorum. Sevgilerimle, Gülden
Sent from my iPhone
>