Hepimiz çocukken büyük travmalar ya da aşırı zorluklar yaşamamış olabiliriz, fakat her birimizin üzgün ve acı dolu anlar tecrübe ettiği bir gerçek.
Genellikle geçmişte kaldığını sandığımız üzüntü ve acılar mevcut yaşam koşullarımıza yansır. Depresyon, kaygı, panik duyguları, eleştirel düşünceler, yeme düzensizlikleri ve romantik ilişki korkusu gibi daha bir çok negatif duruma… Bu negatif durumların hepsi iç-çocuğunuz tarafından gün yüzüne çıkarılır. Çünkü yaşam hikayenizin bu bölümleri henüz iyileşmemiştir ve iç-çocuk bu acı dolu anıları sizin de bilmenizi ister. Bir tür yardım çağrısıdır ama esasen büyümek ve tekamülde ilerlemek için elzem bir adımdır.
İç-çocuk bu çağrıyı, yaşam hikayenizde şöyle biraz geriye dönüp ona sarılmanızı, dinlemenizi, destek olmanızı ve sevmenizi dolayısıyla da şifalanmayı beklediği için yapar.
Çocuk üzücü şeyler olduğunda kolayca bu anları unutmaz. İçinde bastırır ve bu duygular daha sonraki bir tarihte hastalık, zor günler, keder, öfke, korku, kendini sabote etme veya başka bir çok negatif durum olarak ortaya çıkar.
Bu nedenle, zihinsel şartlanmaları veya acıları iyileştirebilmek ve eski doğal akışına getirebilmek için iç-çocuğumuzla bağlantı kurmalıyız. Bunu yaptığımız zaman iç-çocuğun yaralarını iyileştirmeye başlarız ve bu da bizi istenmeyen kalıplar olarak hayatımızda tekrar eden olumsuz kısır döngülerden yavaş yavaş kurtarmaya başlar.
İç-çocuk ile bağlantıya geçmek, şu anda bile yapabileceğiniz nispeten kolay bir egzersizdir. İç-çocuğunuzu tamamen iyileştirmek için ise zaman gerekir.
Travma ve geçmiş acıları serbest bırakabilmek için birçok çocukluk hatırasının tekrar gözden geçirilmesi gerekir. Bu şifa şekli çok değerlidir ve bazı durumlarda hayatınızı anında değiştirebilir. Bu şekilde yıllardır bastırılmış olarak bekleyen korkuları tanımlayıp kendimizi yetişkin bakış açısıyla sevmeyi ve kabul etmeyi öğreniriz.
İç-çocuğu ziyaret edip, yaralarını sarma sürecine girdiğimizde yeni davranışları benlik saygısı üzerine inşa ederiz ve kendimizi sağlıklı yeni yollarla rahatlatmayı öğreniriz. İç-çocuk kırılgan ve savunmasızdır ve yetişkin sizden kendisine sevgi, ilgi, kabul ve koruma vermenizi ister.
İç-çocuk aynı zamanda eğlenceli, keyifli ve oldukça yaratıcıdır. Birçoğumuz kendi iç çocuğumuzu reddederiz ama içimizdeki o kırılgan çocuğu bulmak ve desteklemek için içe bakmak zorundayız.
Bu bir süreçtir ve sebat gerektiren bir zamana yayılır. Ancak muazzam iç-çocuğunuzla sizi bağlantıya geçirecek iyileşme ve entegrasyon sürecine açıksanız bunun korkutucu bir süreç olduğunu da bilmeniz gerekiyor. Olumsuz ve bazen huzursuz eden duygular içimizden tekrar gün yüzüne çıkabilir. Kişinin kendi kendini izlemesi, sağ duyulu olması ve çok zorlandığı durumlarda uzman bir terapistin desteğini alması gerekebilir.
İç-çocuk çalışmalarının amacı bizim için güzel ve değerli olan iç-çocuğumuzu ortaya çıkarmak ve bir ebeveynin çocuğunu sevdiği gibi onu sevebilmeyi öğrenmektir. Bu kaybolan parçalar bulunduktan, kabul edildikten ve güvende hissedildikten sonra, daha “bütün” hissetmeye başlayacak ve daha önce hiç hissetmediğiniz bir sevinç ve mutluluk duygusu bulacaksınız.
İç-çocuğumuzun duymak istediği 7 şifalı cümle ile iç-cocuğa biraz daha yaklaşmanızı kolaylaştırmak istiyorum:
Sevgilerimle,
Gülenay Pema
2 Comments
Merhaba,
15-17 Aralık-2007 Aytepe programına ve hindistan gezisine katılmak istiyorum.
Şartları ve programı gönderebilirseniz çok sevinirim❤
Sevgilerimle
Samsung Galaxy akıllı telefonumdan gönderildi.
Sevgili Gülanay Pema,Hindistan inzivasından sonra diğer inzivalara katılmayı arzu ediyorum.Şu an önceliğim Hindistan…Sevgi’yle kucaklıyorum.Sevim Güleç
iPad’imden gönderildi