Benim yolum adanmışlık yolu, yaşamdaki eylemlerimin meyvelerini sahiplenmemeyi öğrenerek, hizmet etmeye adalı bir yol.
Bu yolda ilerlerken her daim amacım, öncelikli olarak kalbimi arındırarak özgür sevgi haline gelebilmek ve bunu sürdürebilmek oldu.
Yol çetrefilli.
Bir çok zorluk var.
Yeni gelenler, gidenler var.
Dalgalanmalar, sert ve ılık rüzgarlar var.
Olan oluyor. Her şey değişirken benim içimde her ne yaşarsam yaşayayım değişmeyen şey; adanmışlık.
Neye adanıyorum; bana özgürce sevmeyi öğreten her şeye.
Beni özgürleştiren her şeye.
Öğretim bu.
Öğretiyi ise karşıma çıkan dostlarla, olaylarla, öğrencilerimle, doğa anayla, herkes ve her şey ile yaşıyorum.
İşler zora girdimi, kişilere ya da olaylara her zaman ‘burada ne öğreniyorum, neyi dönüştürüyorum, neyi bırakmam gerekiyor?’ sorularını soruyorum.
Bu sorular bazen ciddi ve uzun soluklu inzivalara girmeme, bazen çılgınca dans ederek coşku ile, bazen güneş doğmadan başlayan mantralara, bazen saatlerce bir nehrin akışına, bazen öylece sessizce durmaya, bazen usul usul göz yaşı akıtmaya, bazen dost muhabbetine götürüyor beni.
Ama her ne olursa olsun, bu hayatı ve içinde olan her şeyi benim yarattığımın farkındalığı ile öz-sorumluluğumu alarak.
Anahtar burada. Herkes kendi karmasını kendi yaratır. Ve tabi kendi elinde değiştirmek de.
Değiştirmenin yolu da bu soruları sorarak dönüşümü sürekli kılarak oluyor.
Farkındalığını sürdürerek. Bakış açını limitli ego, kimlik, kişilik boyutundan yüksek titreşimli, geniş ve kapsamlı görebileceğimiz bilinç seviyesine getirerek.
Böyle olunca da kendinden ve yaşamından tatmin duymaya başlarsın.
Hayatında kimse tesadüfen yok. Olaylar tesadüfen yok. Bir etkiye tepki olarak var. Ekilmiş tohumların bir sonucu olarak var.
Öyleyse ne ekiyorum an be an ona adanıyorum.
Eline, beline, diline demiş atalarımız.
Aynen öyle, ne düşünüyorsun, nasıl bir enerji yayıyorsun, ne duygun var, ne tür cümleler kuruyorsun, nasıl eylemlerde bulunuyorsun, farkındalık an be an.
Fark ettiklerinin köküne gidebiliyor musun? Neden öyle değil de böyle düşündün, neden öyle hissettin, söyledin, yaptın?
Hepsinin nedeni var.
– Gülenay Pemaji