– Pranayama, Nefes ile Yaşam Enerjisi Kontrolü: 1 Haziran Cumartesi, Beykoz
– Maskülen & Feminen Enerji ve İlişkilerin 3 Seviyesi: 5 Haziran Çarşamba, Teşvikiye
– Gizemli Dişilik 1: 8 Haziran Cumartesi, Nefesle Hayat İzmir: 0232 464 64 57
– Pema ile Flow Dans: 15 Haziran Cumartesi, İstanbul– “Ben Kimim” Advaita Öğretisi, Sessiz Meditasyon İnzivası, 2 Gün, (daha önce inzivalara katılmış kişilere açıktır): 22-23 Haziran, Beykoz
– Pema ile Flow Dans-Yoga & Ömer ile Transformal Nefes Kampı: 4-7 Temmuz, Aytepe Yaylası, İzmit
Detaylı bilgi ve kayıt için:
Kendi üstüne bir şaka ol…
“Sen hakikatin ne olduğunu biliyor musun? Yoksa nasıl bir adanmışlık olabilir? Adanmışlık yalnızca biliyorsan mümkündür. Sannyasin (arayan) bilmediğini bilen kişidir, adanmışlığı hakikate değil, hakikati sorgulamayanadır. Ve sorgulama ancak bilen bir kişiyle, oraya varmış bir kişiyle mümkündür. Sannyasin, etrafında hakikatin titreşimini, özgünlüğün titreşimini hissettiği kişiye adanmış bir insandır.
Senin hakikate adanmışlığın sadece bir fikirdir. Hakikatin sadece bir sözcük, bir zihin oyunudur. Eğer hakiki bir hac yolculuğu yapmak istiyorsan, mürit olman gerekir, ve mürit olmak bir sannyasin olmaktır.
Mürit olmak demek, öğrenmeye hazır, orada bulunmuş bir kişiyle bilinmeyenin içine girmeye hazır olmak demektir. Bir insan çok nadir olarak tek başına erişebilir. Bu olmamış değildir, tek başına da olur ama çok nadir bir istisna olarak gerçekleşir, bunun dışında insanın bir ustayla duygu ortaklığıyla öğrenmesi gerekir.
O zaman bile çok kolay oluşmaz. Bu çetin bir yolculuktur. Bilinene yapışmayı bırakmak kolay değildir. O bizim tüm yatırımımızdır, bizim kimliğimizdir. Bilinene yapışmayı bırakmak, egoyu bırakmaktır, bir çeşit ruhsal intihardır; tek başına bunu yapamazsın. Bu şekilde intihar etmiş ama hala var olan, aslında ilk defa var olan, birini gördüğünde… Hakikati görmüş o gözlere bakman gerekir ve o gözler vasıtasıyla hakikate bir göz atış yakalanacaktır. Bilen birinin ellerini tutmalısın, o sıcaklığı ve Aşkı hissetmelisin… Bu şekilde bilinmeyen senin içine akmaya başlar.
Bir ustayla birlikte olmanın, bir mürit olmanın anlamı budur. Eğer gerçekten hakikate adanmışsan, bir sannyasin olman kaçınılmazdır. Eğer hakikate adanmışlığın bir arayışsa, o zaman öğrenmenin yollarını öğrenmen gerekir. Ve öğrenilecek ilk şey teslimiyettir, güvenmektir, sevmektir. Devamı için tıklayınız.
“Sen hakikatin ne olduğunu biliyor musun? Yoksa nasıl bir adanmışlık olabilir? Adanmışlık yalnızca biliyorsan mümkündür. Sannyasin (arayan) bilmediğini bilen kişidir, adanmışlığı hakikate değil, hakikati sorgulamayanadır. Ve sorgulama ancak bilen bir kişiyle, oraya varmış bir kişiyle mümkündür. Sannyasin, etrafında hakikatin titreşimini, özgünlüğün titreşimini hissettiği kişiye adanmış bir insandır.
Senin hakikate adanmışlığın sadece bir fikirdir. Hakikatin sadece bir sözcük, bir zihin oyunudur. Eğer hakiki bir hac yolculuğu yapmak istiyorsan, mürit olman gerekir, ve mürit olmak bir sannyasin olmaktır.
Mürit olmak demek, öğrenmeye hazır, orada bulunmuş bir kişiyle bilinmeyenin içine girmeye hazır olmak demektir. Bir insan çok nadir olarak tek başına erişebilir. Bu olmamış değildir, tek başına da olur ama çok nadir bir istisna olarak gerçekleşir, bunun dışında insanın bir ustayla duygu ortaklığıyla öğrenmesi gerekir.
O zaman bile çok kolay oluşmaz. Bu çetin bir yolculuktur. Bilinene yapışmayı bırakmak kolay değildir. O bizim tüm yatırımımızdır, bizim kimliğimizdir. Bilinene yapışmayı bırakmak, egoyu bırakmaktır, bir çeşit ruhsal intihardır; tek başına bunu yapamazsın. Bu şekilde intihar etmiş ama hala var olan, aslında ilk defa var olan, birini gördüğünde… Hakikati görmüş o gözlere bakman gerekir ve o gözler vasıtasıyla hakikate bir göz atış yakalanacaktır. Bilen birinin ellerini tutmalısın, o sıcaklığı ve Aşkı hissetmelisin… Bu şekilde bilinmeyen senin içine akmaya başlar.
Bir ustayla birlikte olmanın, bir mürit olmanın anlamı budur. Eğer gerçekten hakikate adanmışsan, bir sannyasin olman kaçınılmazdır. Eğer hakikate adanmışlığın bir arayışsa, o zaman öğrenmenin yollarını öğrenmen gerekir. Ve öğrenilecek ilk şey teslimiyettir, güvenmektir, sevmektir.
Sannyasin, “Evet, burada O meydana gelmiş,” diye hissettiği bir kişiye veya kişisizliğe aşık olmuş bir insandır. Bilen bir kişiyle olmak bulaşıcıdır, ve hakikat öğretilemez, bulaşır.
Senin hakikatin, zihnindeki bir fikirden başka bir şey değil, belki felsefi bir arayıştır ama felsefi bir arayışın faydası olmayacaktır. Varoluşsal hale gelmesi gerekir, hayatında gerçekten adanmış olduğuna dair kanıtlar veriyor olmalısın. Yoksa kelime oyunları, güzel kuram oyunları, düşünce sistemleri oynamaya devam edersin, ve bunlardan binlerce vardır.
Hakikat senin yaptığın bir şey değildir, hakikatin senin zihninle bir alakası yoktur. Hakikat meydana gelir ve ancak sen bir zihinsizlik haline geldiğinde meydana gelir. Ama nasıl zihinsizlik haline geleceksin? Kendi kendine zihin olarak kalırsın. Zihinsizlik hakkında düşünebilirsin, zihinsizlik hakkında felsefe yapabilirsin, zihinsizlik hakkında dini kitapları okuyabilirsin ama yine de zihin olarak kalırsın. Kendi kendine arayıp araştırarak, egon kendini çok iyi hissedecektir, ama zaten engel budur. Sanki kendini kendi ayakkabı bağcıklarından çekiyorsun gibidir.
Eğer bir yerde bir yardım bulursan, bunu kaçırma, çünkü bu fırsat nadir gelir, Buda alanı nadirdir. Yalnızca arada bir, bir yerde, bir Buda ortaya çıkar, bir bodhitchita oluşur. O zaman fırsatı kaçırma.
Eğer adanmışlığın gerçekten doğruysa, bir sannyasin olmaktan kaçınamazsın. Bu kaçınılmazdır çünkü zihinsizlik, ancak zihinsizlikle yan yana oturduğunda öğrenilir.
Eğer benim yanımda oturuyorsan, yavaş yavaş zihnin sabah sisi gibi dağılmaya başlar. Yavaş yavaş bir sessizlik sana sızmaya başlar, bu senin yaptığın bir şey değil, kendi kendine olan bir şeydir. Seni bir sükûnet saracaktır.
Ve tamamen sakin olduğunda, içinde tek bir düşünce bile hareket etmediğinde, bu aydınlanma anıdır. İlk defa hakikate -hakikat fikrine değil- göz atmışsındır.”
– Osho
*Makale ve eğitimlerden haberdar olmak istiyorsanız sağ tarafta yer alan “Blog’u Takip Et” kutusuna email adresinizi bırakabilirsiniz.
Ne gûzel anlatmissiniz. Yureginize sevginize saglik. Sevgiler