‘Altın olsam değerimi herkes bilir. Ben basit bir ‘demir’ olayım. Değerimi sadece anlayan bilsin’. Şems
Sanırım üç yıl evveldi. Bir Konya ziyaretindeyim. Önce usûlen Hz.Mevlana’nın hocası Şems-i Tebriz’in türbesine gidelim diye yola koyulduk. Vardığımızda türbenin bahçesi 3m’lik panellerle çevrilmiş, içerisi tadilatta olduğu için ziyaret kapatılmıştı. Bu dev engellerin etrafından dolaşarak arkadaki çam ağaçlarının oradaki bir banka oturdum. Gözlerimi kapadım, kalbime odaklandım ve daha önce de bağlandığım gibi Şems’e seslendim; ‘buraya hevesle geldim, kapı duvar’.
Başka da bir şey demedim, kabulle burada olduğum için şükrettim. Hikmeti gördüm, duvarlar engel değil, fiilen giremesek de zaten gönülde Bir’iz, orası net, eyvallah!
Biraz oturduktan sonra dolaşıp siyah kaplamalı kubbeye en yakın yerde duamızı ettik. O sırada, eşim birkaç adım ileride tespih satan adamlardan birisinin yanına gitti. Beş dakika geçmeden gözleri parlayarak geldi. Buradaki nur yüzlü bir adam akşam yedide gelirseniz sizi içeriye sokarım dedi. Çok ilginç bir şekilde eşimin sakalını tutarak; ‘ben sizde bir güzellik hissettim pirim’ dedi.
Kalbimiz dolu oradan ayrıldık. Akşam oldu tekrar vardık, Şems’in türbesine ve bu sefer altındaki mühürlü kuyusuna kadar indik. Çıkarken nur yüzlü adam bir iki ışık dolu kelâm etti. O anda hatırladım banktaki ‘sitem’ edişimi. Ve aktardım nur yüzlü adama. Hiç şaşırmadı, dedi ki; ‘Evet, anlaşma çoktan yapılmış, bize kapıyı açmak düştü sadece’…
Şems ile gönülde ilk buluşmamız değildi, sitem edişimde o samimiyete dairdi, velhasıl kapısından çevirmedi bizi. Testten de çaktırmadan geçirdi bizi, zira edep, adap, usûl baki, kim olursan, ne olursan ol…
Kalbin sesini duyan, duyup da eyleme dökene, Bir’liği yaşatana, Aşk olsun. Huu…
– Gülenay Pema
#BirDuaGibiYaşamak #KalbinYoluÖğretisi #Sufi #Işık