Gezegensel olarak muazzam bir dönüşüm sürecinden geçiyoruz. Üstadlar ve bilge öğretiler bu günleri işaret ediyor, bizleri hazırlıyordu. Öğrendiklerimizi tatbik etme vakti. Yaşam, şimdi bizi ölüm korkusu ile test ediyor.
“Uykuda”ki insan ölümsüz zanneder kendisini, oysa bu beden her gün ölüme yaklaşır. Ve her an ölebilir.” Bu bir gerçek.
Eğer her an ölümlü olduğumuzun bilincinde yaşarsak, işte bu “uyanmış” bir bilinçtir. Nefsini sorgulayan manevi yolcu, eskiyi ardında bırakmayı her an bilinçli seçer. Bu nefsin ölümüdür, geçici alemin farkındalığıdır.
İnsanlar ölümsüz olduklarını düşünüp, ölümden bahsedilince karalar bağlar. Bu nasıl bir tezat?
Ölümsüz olduğunu düşünüyorsan ölümden neden korkuyorsun?
Her gün ölmeyecek gibi yaşıyorsun, bu bedene gelişigüzel davranıyorsun, duygularının anlattığı hikayelere kulak vermiyorsun, düşünce kalıplarını ve seni kısır döngü çemberinde yaşatıp, yaşamdaki geçici zevklere tutunmanı sağlayan sadece kendi sürekliliğini düşünen ego’yu, alt-beni, nefsi besliyorsun, sonra ölüm denilince korkuyorsun. Kim korkuyor peki ölümden? Hani hiç ölmeyecek gibi yaşıyorduk?
Ancak her an öleceğimizin bilincinde olursak, şifa kapıları açılır. Yaşamı gerçek şükür hali ile yaşarız.
Burada bir yanlış anlaşılmaya mahal vermek istemiyorum. Bir şeyin bilincinde yaşamak onun duygusal ve psikolojik tesirlerinden arınmış ya da bu yolda yürüyor olmak manasına gelir. Yani ölümlü bilincinde olmak demek depresyonda olup, üzüntü ve keder ile yaşamak manasına gelmez. Tam tersi. Her gün gerçek manada ölümlü olduğunuzun bilincinde iseniz, o zaman bu günün her anının kıymetini bilir, ne kendiniz ne de başkaları için olumsuz düşünce ve davranış sergilemez ve iyi niyetinizi her gün tazeler, uygularsınız.
Yaşamı, yaşarsınız.
Sağduyu ile,
Birlik hissiyle,
Sevgi bilinciyle,
Bilgelikle,
Dosthane,
Şifa yayarak,
Huzur yayarak,
Barış yayarak,
Sevgi OLarak
Dış etkenlerin savurduğu bir yaprak gibi, neden-sonuç bilincinden uzak, oradan oraya savrulmadan. Korku tellallarına payda vermeden ancak sağduyulu tedbiri elden bırakmadan.
Hayat ekşi limonlar verdiğinde, limonata yaparak.
Yoga; birlik, budur.
Sevgilerimle,
Güncel eğitim takvimi için tıklayın.
Gezegensel olarak muazzam bir dönüşüm sürecinden geçiyoruz. Üstadlar ve bilge öğretiler bu günleri işaret ediyor, bizleri hazırlıyordu. Öğrendiklerimizi tatbik etme vakti. Yaşam, şimdi bizi ölüm korkusu ile test ediyor.
“Uykuda”ki insan ölümsüz zanneder kendisini, oysa bu beden her gün ölüme yaklaşır. Ve her an ölebilir.” Bu bir gerçek.
Eğer her an ölümlü olduğumuzun bilincinde yaşarsak, işte bu “uyanmış” bir bilinçtir. Nefsini sorgulayan manevi yolcu, eskiyi ardında bırakmayı her an bilinçli seçer. Bu nefsin ölümüdür, geçici alemin farkındalığıdır.
İnsanlar ölümsüz olduklarını düşünüp, ölümden bahsedilince karalar bağlar. Bu nasıl bir tezat?
Ölümsüz olduğunu düşünüyorsan ölümden neden korkuyorsun?
Her gün ölmeyecek gibi yaşıyorsun, bu bedene gelişigüzel davranıyorsun, duygularının anlattığı hikayelere kulak vermiyorsun, düşünce kalıplarını ve seni kısır döngü çemberinde yaşatıp, yaşamdaki geçici zevklere tutunmanı sağlayan sadece kendi sürekliliğini düşünen ego’yu, alt-beni, nefsi besliyorsun, sonra ölüm denilince korkuyorsun. Kim korkuyor peki ölümden? Hani hiç ölmeyecek gibi yaşıyorduk?
Ancak her an öleceğimizin bilincinde olursak, şifa kapıları açılır. Yaşamı gerçek şükür hali ile yaşarız.
Burada bir yanlış anlaşılmaya mahal vermek istemiyorum. Bir şeyin bilincinde yaşamak onun duygusal ve psikolojik tesirlerinden arınmış ya da bu yolda yürüyor olmak manasına gelir. Yani ölümlü bilincinde olmak demek depresyonda olup, üzüntü ve keder ile yaşamak manasına gelmez. Tam tersi. Her gün gerçek manada ölümlü olduğunuzun bilincinde iseniz, o zaman bu günün her anının kıymetini bilir, ne kendiniz ne de başkaları için olumsuz düşünce ve davranış sergilemez ve iyi niyetinizi her gün tazeler, uygularsınız.
Yaşamı, yaşarsınız.
Sağduyu ile,
Birlik hissiyle,
Sevgi bilinciyle,
Bilgelikle,
Dosthane,
Şifa yayarak,
Huzur yayarak,
Barış yayarak,
Sevgi OLarak
Dış etkenlerin savurduğu bir yaprak gibi, neden-sonuç bilincinden uzak, oradan oraya savrulmadan. Korku tellallarına payda vermeden ancak sağduyulu tedbiri elden bırakmadan.
Hayat ekşi limonlar verdiğinde, limonata yaparak.
Yoga; birlik, budur.
Sevgilerimle,
*Eğitim ve makalelerden haberdar olmak istiyorsanız, sağ tarafta yer alan ‘Blog’u Takip Et’ kutusuna email adresinizi bırakabilirsiniz.